Yazar arşivleri: Eylül DİZDAROĞLU

‘İsviçre’de kuşların durumu. 2016 Raporu’ yayımlandı.

Swiss Ornithological Institute (İsviçre Ornitoloji Enstitüsü) tarafından ‘İsviçre’de kuşların durumu. 2016 Raporu.’ yayımlandı. Bu yılın odak noktası dağ kuşları.
Pek çok dağ türü dağlık alanların aşağı kesimlerinden uzaklaşıp yüksek rakımlara çıkmak zorunda kalıyor. Bu değişimin nedenleri küresel ısınma ve kuşların yaşam ortamlarının yoğun şekilde kullanılması. Türlerin bu değişime verebilecekleri tepkinin ne kadar hızlı olacağı ve ne kadar uzun süreceği ise belli değil.
Habitat tercihindeki bu kaymaların en önemli nedenlerinden biri olarak tarım uygulamalarındaki değişimler gösteriliyor. İsviçre’nin alçak kesimlerinde dağ incirkuşu ve tarlakuşunun daha nadir hale geldiği belirtiliyor. Bunun en büyük nedenlerinden birinin ise yoğun tarım uygulamaları olduğu düşünülüyor.

14089325_163081714128864_6682800598190959875_n
Raporda bazı türler için en üst sınır olan rakımlara kadar yapılan turistik tesislerin bu türlerin habitatlarını daralttığı, bunun da popülasyonlarda düşüşe yol açabileceği belirtiliyor. Türkiye’de dağ türlerinin durumu hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Özellikle turizm baskısının mevcut olduğu dağlık alanlarda tür kompozisyonu değişiyor olabilir.
İsviçre Ornitoloji Enstitüsünün yayınladığı rapora aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

http://goo.gl/NbAvCD

Veri Analizleri- 1

2016 yılında yapılan Atlas çalışmaların analizlerini yapmaya başladık. Bu amaçla yaptığımız analizlerden biri, Atlas gönüllülerinin de aklını kurcalayan bir soruya yönelik: Neden toplam dört karede çalışılmalı?

Atlas çalışması için her bir 10×10 km’lik karede erken ve geç üreme döneminde birer kere olmak üzere toplam dört transekt yapılıyor. Analizlerde aynı 10×10 km içinde yapılan gözlemlerde transekt sayısı arttıkça tür sayısında belirgin bir artış olduğu dikkat çekiyor (bkz. Şekil 1). Grafiğe bakıldığında ikinci ve dördüncü transekt arasında ciddi bir farklılık olduğu görülüyor. Analizler hem erken hem de geç dönemde yapılan sistematik çalışma sonucunda ise karedeki tür çeşitliliğinin arttığını gösteriyor (bkz. Şekil 2).

Bunu biraz açalım. Birinci grafikte erken ve geç dönem arazi çalışması yapılmış 6 farklı 10’luk karenin sonuçları görülüyor. Sütunlar birer saatlik çalışmalar sonucunda görülen toplam tür sayısını gösteriyor. Her bir dörtlü grubun en solundaki açık renkli sütun ilk transekti, yani ilk 1×1 km’lik alanı temsil ediyor. Transekt sayısı arttıkça (sırayla rengi koyulaşan sütunlara bakıldığında) toplam tür saysının arttığı görülüyor.

1234 (1)

Şekil 1

Peki hem erken hem de geç üreme döneminde aynı alanı ziyaret etmek ne kadar önemli? İkinci grafik, her iki dönemde arazi çalışması tamamlanan karelerde toplam tür sayısının, bir başka deyişle tür çeşitliliğinin arttığını gösteriyor. Geç dönemde yapılan arazi çalışmalarında tür sayısı daha düşük çıkabiliyor. Geç dönemde kuşların üreme ötüşlerinin daha az duyulması buna etki eden etmenlerin başında geliyor olabilir. Buna karşın toplam tür sayısındaki artış oldukça belirgin (grafikteki en koyu renkli sütunlar).

early-late (1)

Şekil 2

Grafik: Kerem Ali Boyla

Yılın Türü: Karatavuk

2016 yılı Atlas çalışmalarında sistematik gözlemler sırasında en çok görülen tür karatavuk. Peki yılın Atlas türünün üreme stratejisi nasıldır?

Karatavuk için üreme dönemi Mart’ın ilk günlerinde başlar ve Temmuz sonuna kadar devam eder. Ağustos ayına kadar yuvada yavrular bulunabilir. Üreme dönemi boyunca karatavuklar 2-3 kez kuluçkaya yatar. Bu sayı bazen dörde çıkabilir. Üreme döneminin ne kadar süreceğini hava koşulları belirler.

Yuva genellikle dişi tarafından ağaçların, çalıların ve sarmaşıkların alt kısımlarına yapılır ama binalarda ve nadiren yerde de yuva bulunabilir. Yalnızca dişi karatavuk kuluçkaya yatar ancak yavruları erkekle birlikte beslerler.

Yavrular 13-14 gün içinde tüylenmeye başlar ama yuva bozulursa 9 günlükken bile yuvadan ayrılabilirler. Bu avcılara karşı geliştirilmiş bir adaptasyondur.  Yavrular tüylendikten sonraki bir hafta içinde uçmayı öğrenir.

Tüylenmesi tamamlanan yavruya genellikle erkek bakar. Bu sırada dişi kuşlar bir sonraki kuluçka dönemine hazırlanır. Yavru bakımının son günleri dişi ve erkek arasında eşit bölüşülür.

Tuhaf tüyler

Genç karatavuklar benekli kahverengi tüyleri nedeniyle ardıçlarla, hatta kızılgerdanlarla bile karıştırılabilir (b). Gençler özellikle göğüs bölgesinde kızıl-kahverengi yoğun bir renge sahiptir.

1wblabi_round_tcm9-211134

a

bb_sr_tcm9-133703

b

Yukarıda Mart ayında çekilmiş genç bir karatavuk erkeğinin fotoğrafı var (a). Yumurtadan bir önceki ilkbahar ya da yaz aylarında çıkmış. Bunu nasıl anlarız? Primerler olarak bilinen en uzun uçuş tüylerine bakıldığında, bunların vücudun geri kalan siyah tüylerinden farklılık gösteren, mat bir kahverengi tona sahip olduğu görülür. Genç dişiler kahverengi tüylerini kaybetmez ama bunları görmek kolay değildir. Karatavukların gagası parlak sarı rengini sonradan alır. Alttaki fotoğrafta (b) görülen genç karatavuğun gagası henüz bu renge kavuşmamıştır.

Kaynak:

http://www.rspb.org.uk/discoverandenjoynature

Atlas Top 50

Sistematik çalışmalar sırasında yılın en sık görülen 50 türünün listesini çıkardık. Sonuçlar heyecan verici. 1 saatlik sistematik gözlemler sırasında en sık görülen tür karatavuk!

Resim1

Serçe, kumru, saksağan gibi hemen her türlü yerleşimde karşımıza çıkan türler sonraki sıralarda yer bulurken, Avrupa’da koruma altında olan üveyik ve kirazkuşu türleri Türkiye’de ilk 50’nin içinde.

unnamed (1)

Sistematik gözlemler yapılan en az bir saatlik yürüyüşler sırasında gerçekleşiyor.

Yılın türü karatavuğun (Turdus merula) sesini aşağıdaki bağlantıdan dinleyebilirsiniz:

Fotoğraf: Cenk Polat

Kirazkuşları Avrupa’da Tükeniyor

image_resizeKirazkuşu (Emberiza hortulana) Avrupa’nın pek çok ülkesinde azalmakta. Belçika’da türün tamamen yok olduğu doğrulandı. Hollanda, Macaristan, Slovakya ve İsviçre gibi ülkelerde de yok olduğu düşünülüyor. Bu yokoluşun başlıca sebepleri tarım uygulamaları ve arazi yapısındaki değişiklikler ve aşırı avlanma. Kirazkuşları Fransız mutfağında yeri olan türlerden. 1979 yılında getirilen av yasağına karşın, Fransa’daki kirazkuşu sayısı son 30 yılda %50-%75 azaldı.

Kirazkuşları 4-6 çiftten meydana gelen küçük gruplar halinde ürüyor. Yaşam alanı olarak seyrek ve kısa boylu bitki örtüsüyle kaplı kurak habitatları, otlakları ve ekili arazileri tercih ediyor. Bu nedenle tarım uygulamalarındaki değişiklikler kirazkuşlarının beslenebileceği ürün çeşitliliğinin düşmesine ve üreme döneminde kuşların insanlar tarafından rahatsız edilmesine yol açıyor.

Kirazkuşu ve yaşam alanları, Avrupa’da koruma altında (Kuş Direktifi Ek I).

13920746_1154256057980817_1389893143220219455_n

Kaynak:

http://ec.europa.eu

http://www.birdlife.org

https://www.facebook.com/EBBA2.info

Hindmarch, Colin, and Jeff Kirby. Corridors for birds within a pan-European ecological network. Vol. 123. Council of Europe, 2002.

17. Türkiye Kuş Konferansına Katıldık

Kuş Atlası olarak, Doğa Derneğinin bu yıl Beypazarı’nda düzenlediği Kuş Konferansına katıldık. Pek çok kuş gözlemcisini ve akademisyeni bir araya getiren konferansta hem birbirinden değerli sunumları dinledik, hem de gönüllülerle ve çalışmayla ilgilenen gözlemcilerle bol bol sohbet etme fırsatı bulduk.

Kuş Atlası projesi çalışanlarından D. Eylül Dizdaroğlu konferansta kuş atlası çalışmasının ne olduğunu ve nasıl yürütüldüğünü anlatan kısa bir sunum yaptı. Sunuma bu linkten ulaşabilirsiniz.

Konferansın Beypazarı’nda düzenlenmesi Türkiye’nin üreyen önemli kuş türlerinden küçük akbaba yuvalarını ziyaret etmek için güzel bir fırsat oldu. Konferanstan bir önceki gün düzenlenen akbaba eğitiminin de öne çıkan konusu olan küçük akbaba, IUCN Kırmızı Liste’sine göre EN, yani Tehlikede. Türkiye, Avrupa’daki en geniş küçük akbaba popülasyonlarından birini barındırıyor. Bu popülasyonun büyük bölümü ise Beypazarı ve Kirmir Vadisi’nde; yani alan Türkiye’deki küçük akbaba popülasyonu için kritik öneme sahip. Üreyen Kuş Atlası çalışmasının bu türle ilgili ne gibi sonuçlar ortaya koyacağını merak ediyoruz.

Fotoğraflar: Mahmut Koyaş